Zamanımızda Bir Anadolu Evliyası BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ 87 Yıllık Mübârek bir Ömür, O. Birgeoğlu, 2023

 

Zamanımızda Bir Anadolu Evliyası

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

87 Yıllık Mübârek bir Ömür,

O. Birgeoğlu, 2023

[Müellif, reklâmın gücünü iyi biliyor..(1) Yoksa söylediği kayda değer pek bir şey yok aslında.. Mübâlağalı reklâmların te’sîriyle kimi okuyucuda meydana gelebilecek tereddüdleri izâle için bâzı tesbitleri paylaşıyorum. Tercih okuyucunundur.]

 

Sayfa Sehiv Tashih/Açıklama
Dış kapak 87 Yıllık

82 küsûr yıllık

(2)

Dış kapak 150. Doğum Yılı 1873-1960

145. Doğum Yılı 1878-2023

(3)

İç kapak 150. Doğum Yılı 1873-1960

145. Doğum Yılı 1878-2023

(3)

5 21 Mart 1960’da Urfa’ya giderken Konya’daki müftü kardeşi Abdülmecid Efendiye uğruyor

Bedîüzzamân’ın Abdülmecid’le görüşmesi ikinci Konya ziyâretinde (5 Ocak 1960).

Hz. Üstad vefâtına birkaç gün kala karanlık ve yağmurlu bir gecede talebeleriyle berâber Konya’dan otomobille geçer, Urfa’ya doğru yoluna devâm eder (20 Mart 1960).

(4)

5 Bediüzzaman Konya’da şöyle diyor:

“Beni anlamadılar siyasi zannettiler.”

?
7 1873-1960 1878-1960
27 “1873’ün baharında, seher vakti dünyaya gelen çocuğa Said dediler.” (Hekimoğlu İsmail) Hekimoğlu İsmâil’in rivâyeti nasıl delil olabilir? O da Said Özdemir, O. Birgeoğlu ve emsâli gibi 1958 Baskısı T. Hayât’ı peşin olarak tek mûteber kaynak kabûl edenlerden!..
27 Hekimoğlu İsmail’in yukarıda verdiği tarih doğru tarihtir,

?

 

27 tam 150 sene evvel 145 sene evvel  (2023-1878=145)
27 87 senelik ömründe 82 küsûr senelik ömründe
28 “Said Nursi H.1290 M.1873 Bitlis’te doğdum.” ?
28 … Bu bilgi …, sonraları bilinmeyen bir elle çıkarılıp yerine, kimsenin anlamayacağı, müphem ve kullanılmayan bir tarih, Rumi 1293 yazılmıştır.

Düpedüz iftirâ!..

1958 târihli T. Hayât s.9’daki hâşiye-1’de;

“Eskişehir Mahkeme Reisinden başka, daha sizler dünyaya gelmeden benim dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder”

dediği ama O. Birgeoğlu ve emsâlinin ısrarla görmezden geldikleri Abdurahman Nursî’nin te’lif ettiği T. Hayâtdan başka ne olabilir?!.. Ki oradaki doğum târîhi Rûmî 1293’dür!..

28 Biz bunu Haziran 2006’da farkettik ve Ağabeyler’e söyledik. “Mühim değil, hizmet mühim dediler.”

Ağabeylerin çekimserliği 1873’e güvenememekden olmalı.

Bu sebepten müellif, planını ancak Ağabeylerin vefâtlarından sonra gerçekleştirebilmiştir..

 

29 … otobiyografi yazdığını ve orada (…) “H.1290 M.1873 Nurs’da doğdum.” diye yazdığını

Hz. Üstâd’ın, “H.1290 M.1873 Nurs’da doğdum.” diye yazdığı ifâdesi isbâta muhtaç.. O günlerin zorlukları içerisinde Üstâd’ın tâlimâtıyla, ve olabildiği kadar kontrolü altında savâbıyle hatâsıyle Ağabeyler tarafından yazılmıştır..

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ, Târihçe-i Hayatı, Eserleri, Meslek ve Meşrebi -1958’in, talebeleri tarafından yazılan GİRİŞ kısmı şöyle noktalanmış (S. XXIV):

İşte biz, âcizane hazırlığımız bu eserle bu hakikata bir nebze hizmet etmek istedik. İstikbalin münevver bahtiyarlarına bir mehaz olarak bu eseri neşrediyoruz. Daha derin ve geniş bir Tarihçe hazırlanması dileğimizdir.

( وَمِنَ اللّهِ التَّوْفِيق  )

Hazırlayanalar

29 Peki nasıl oldu da bugün 10 farklı doğum yılları ortalıkda geziyor? Bunu ilk defa haziran 2006’da fark ettik. 1969’dan beri Risale-i Nur Neşriyatı ile uğraştığımızdan

Çünki; Abdullah Yeğin’den, Abdülkadir Badıllı’dan, N. Şahiner’e, A. Feyzi Kul’dan Risale-i Nur Araştırma Enstitüsüne, Alparslan Açıkgenç’den, İsmail Yazıcı’ya,  A. Akgündüz’den, Mustafa Süzen’e, M. L. Salihoğlu’na, M. Selim Mardin’e, Salahattin Altundağ’a … hayli fazla sayıda araştırmacılar H.1290 M.1873’ün mesnedsiz bir peşin kabûl olduğunu farketmişler ve belgelere dayalı olarak gerçek doğum târîhine ulaşmaya çalışmışlardır da ondan.. Çalışmaları takdire şâyândır..

Ağabeylerle neşriyat ve tashih hizmetlerinde bulunan İ. Yazıcı’dan bir hâtıra:

“Muhterem Kardeşim Bilal Bey..

Bu doğum tarihi meselesini ben merhum Sungur ağabeyden sormuştum. O da tebessüm ederek ‘biz o günkü şartlarda araştırma yapmadık. Filân târîhi filân tarihten çıkardık bu tarihi bulduk’ demişti. Ben de maalesef o iki tarihi kaydetmedim. Şimdi o tarihleri hatırlamıyorum. Durum bundan ibaret. Verdiğiniz bilgiler gayet isabetli.”

Asıl garip olan, 1969’dan beri R. Nur Neşriyâtı ile uğraşan birinin konu ile ilgili vesîkaları ve Külliyât’da mevcud istihracları yok sayıp R.1293’ü bir zındıka planı kabul eden zihniyet olsa gerek..

Çelişkili ifâde örnekleri:

29

Tarihçe-i Hayat’ın yeni baskısı yapılırken (…). Doğum tarihi H.1290 M. 1873 çıkarılıp yerine Rumi 1293 konmuştur, 1991’den sonraki baskılarda.

30

1980’lerde (…) H.1290 M.1873 (…) değiştirilip yerine, Rumi 1293 yazıldı.

31

“(H.1290  M.1873) Bitlis’te doğdum.” (…) 1980’lerde Tarihçe-i Hayat yeniden basılırken birileri bunu değiştirip yerine “Rumi 1293 Bitlis’de doğdum.” ibaresini koydular.

41

(…) ne oldu ise 1975’den sonra artık “bir asırlık ömür” diyemediler. Çünkü bir “işgüzar” Miladi 1873’ü kaldırıp yerine Rumi 1293 koymuştu.

94

1970’lere kadar basılan Tarihçe-i Hayatlarda aynıdır: 1873

Suâl:

Bu kıymetli(!) bilgilere göre 1873’ün bilinmeyen bir el tarafından R.1293 yapılması (!) 1991’den sonra mı (s.29), 1980’lerde mi (s.30, 31), 1975’de mi (s.41), 1970’lerden önce mi (s.94)?

32 1888 yılında ulemayı ilzam etti ve 15 yaşında idi. (10 yaşında olması lazım!?)

(5)

 

33 “Vali konağında 20 yaşlarında idim, paşanın 6 adet kızlarına bakmadım.” (15 yaşında olması lazım!?) (5)
33 Afyon hapsi 1948’de “ben 75 yaşındayım diyor…” (70 yaşında demesi gerekirdi!?) ?
33 Eşref Edip’i İstanbul ziyâretinde sene 1952’de “ben 80 küsur yaşındayım” diyor…” (74 demesi gerekirdi!?)

(6)

33 Samsun mahkemesine “84 yaşındayım.” diye noterden tasdikli evrak gönderiyor…” (1878’e göre 75 yaşındayım demesi gerekirdi, 84 değil!?)

Peki 1873’e göre 79 demesi gerekmez miydi?.. (1952-1873=79)

Ya da 1952’de 84 yaşında ise doğum târîhi 1869 olmaz mı? (1952-84=1869)

41 Öte yandan vazifesi akademik olanlar bu soru işaretini araştırıyorlar. Bu zamandaki yeni baskı Tarihçe-i Hayat’a bakıyorlar: Rumi 1293. Bunu hesap ediyorlar karşılarına M.1877 ve M.1878 gibi iki sene çıkıyor.

(7)

51/52, 63/64, 74 Nüfus kayıtlarında 1872

(8)

 

87 3. “Tefrih” kelimesinin ebced değeri 1290 Hicri senesini gösterir ki bu miladi 1873’tür. … Ekrem Kılıç

Birçok arştırmacı gibi merhum Ekrem Kılıç da zaman içerisinde 1873’ün sehiv olduğu kanaatine varmış ve 1976’da yazdığı manzûmesinde dipnotla düzeltme yapmıştır [Şahsıma gönderdiği 24 Ağustos 2013 târihli e-mail eki (Ebcedle Ölüm Târihleri doc.)]:

ÜSTÂD BEDÎÜZZAMÂN İÇİN TÂRÎH

Memnûn gidiyor, sürmede hizmet…

Kalb, göz ve kalem.. ağlayan ümmet;

Hicriyle yanıp, söyledi târîh:

ÜSTÂD BEDÎÜZZAMÂN EYLEDİ RIHLET. [1] [*]

22.3.1976

ممنون گيدييور سورمه ده خدمت

قلب گوز و قلم آغلايان اُمّت

هجرييله يانوب سويله‌دى تاريخ

استاد بديع الزمان أيلدى رحلت

 

YİRMİ ÜÇ MART BİN DOKUZ YÜZ ALTMIŞ OLDU RIHLETİN; [2]

YANDI, ÂH ÜSTÂDENÂ, TULLÂB; PEK GÜÇ HASRETİN! [3] [*]

Doğduğun yıl dendi: TEFRÎH; Bin sekiz yüz yetmiş üç. [4](**)

İlk mısra’dan da târîh sor; çıkar HULD hicretin…

2.4.1976

يگرمى اوچ مارت بيكۡ طوقوز يوز آلتمش اولدى رحلتكۡ

ياندى آه استادنا طللاب پك گوچ حسرتكۡ

طوغديگكۡ ييل ديندى تفريخ بيكۡ سكز يوز يتمش اوچ

ايلك مصراعدن ده تاريخ صور چيقار خلد هجرتكۡ

[*] Şeddeli harfler iki kere hesaplanmıştır.

[1] Tam târîh. Hicrî 1379 vefât târîhidir.

[2] Lafzen mîlâdî vefât târîhidir. Bu mısra’ın Osmanlıca yazılışında harflerin ebced değerleri Toplamı 2594’den son mısra’da işâret edilen Huld kelimesinin değeri olan 634 çıkarılınca 1960 kalmaktadır. Ta’miyeli mîlâdî vefât târîhidir.

[3] Tam târîh. Hicrî 1379

[4] Tam, kelime târîh. Tefrîh kelimesinin değeri 1290’dır. Hicrî doğum târîhidir.

(**) 1873 târihi, manzûmenin yazıldığı vakitte, Hz. Üstâd’ın mîlâdî doğum târîhi olarak kabûl edilen yıldır. “Târîhçe-i Hayât”da bu şekilde kayıtlıdır. Sonradan yapılan tahkîkle doğum târîhi 1878 olarak tesbît edilmiştir.

88 “Bediüzzaman Said Nursi, 1878, Bitlis’in hizam kasabasında doğdu yazıyorlar (…) hizam kasabasında doğduğu nerede yazıyor? Hîzan kazâsı, Nurs köyünde olabilir mi?..
89 (…) Bediüzzaman Hazretleri Darul Hikmetil İslamiye’ye müracaat eder. Orada doğum tarihini R. 1293 yazarlar.

Bedîüzzamân D. Hikmet’e girmek için mürâcaat etmez. Israrlı dâvetler üzerine nezâketen kabul eder.

Dâr-ül Hikmet’de doldurulan “26 Eylül 1921 târihli Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye Tezkiresi”nde Târih ve mahall-i velâdeti: “1295 (bin ikiyüzdoksanbeş) ve 1293 (bin ikiyüzdoksanüç) …”dür.

Müellif 123 sayfalık kitabında nedense mezkûr tezkireye ve Külliyât’da tezkire ile uyumlu istihraclara bir kerecik olsun yer vermemiş(?!). Niye ki acep?..

Yine Dâr-ül Hikmet’de doldurulan 17 Ekim 1921 târihli Tercüme-i Hâl varakasında Üstâd der:  “Târîh-i velâdetim 1293’dür”

91 Dicle nehrine atılacaktı Ve maalesef(!) o “gizli el”(!) müellifin mezkûr te’lîfine de el atmış (!) 1958 baskısı T. Hayat’daki FIRAT’ı da, DİCLE’ye çevirivermiş kaşla göz arasında(!)
97 Hz. Üstad 1923’de çoktan İstanbul’u ve hatta Ankara’yı bırakıp Van’a dönmüş idi.

Hz. Üstâd’ın Ankara’dan İstanbul’a dönüşü Nisan 1923 sonları, Van’a dönmesi 6 Eylül 1924

(9)

 

111 “Hz. Üstad 1-2 hafta içinde Fransızca öğrenmiş ve Sultan Ahmed’de Fransızca konferans vermiş …” (Said Özdemir)

Ömer Örtlek’den gelen rivâyetler de var: (10)

Ancak, hâtırada gerçeklerle çelişen noktalar bulunmaktadır (Bunda, zikredilen hâdise/ler ile hâtıranın anlatımı arasında yarım asrı aşan bir zaman geçmiş olmasının da rolü olabilir).

Şöyle ki:

– Üstâd, “(…) ma’lûmâtı olmadan (Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyye) a’zâlığına ta’yîn buyrulmuş ve emr-i vâki‘ karşısında bulundurularak kabûle mecbur olmuşdur.” (Abdurrahmân Nursî; Bedîüzzamân’ın Târihçe-i Hayâtı, Necm-i İstikbâl Matbaası, İstanbul, 1335, s.38)

– Dârü’l-Hikmeti’l–İslâmiyye a’zâsı iken doldurulan 17 Ekim 1921 târihli Tercüme-i Hâl Varakasında, Üstâd,  Türk ve Kürd lisânıyla tekellüm ettiğim gibi Arabî ve Fârisî lisânlarıyla yazar ve okurum.” (Sadık Albayrak; Son Devrin İslâm Akademisi Dâr-ül Hikmet-il İslâmiye, Y. Asya Yayınları, –İkinci Baskı- Şubat 1973, s.214) beyânında bulunmakta Fransızca geçmemektedir.

– Üstâd’ın D. Hikmet’e  ta’yîni (4 Ağustos 1918) Fetvâ Emini Ali Rızâ Efendinin Dârü’l-Hikmeti’l–İslâmiyye Reis Vekilliğine ta’yîninden (10 Ağustos 1918) 6 gün öncedir.. (Sadık Albayrak; age, s.163)

Kaldı ki, Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyye a’zâlığı için aranan vasıflar arasında Fransızca şartı bulunmamaktadır.. (Sadık Albayrak; age, s.96)

1 https://www.risalehaber.com/bediuzzaman-said-nursinin-150-dogum-yildonumu-anisina-yeni-bir-kitap-437270h.htm

https://risaletashih.org/2020/10/21/bediuzzaman-said-nursi-muhtasar-tarihce-i-hayati-vi-1926-1960/

3 https://risaletashih.org/2022/12/22/bediuzzaman-said-nursi-muhtasar-tarihce-i-hayati-birinci-bolum-1878-1908/

4 https://risaletashih.org/2020/10/21/bediuzzaman-said-nursi-muhtasar-tarihce-i-hayati-vi-1926-1960/

5 https://risaletashih.org/2022/12/22/bediuzzaman-said-nursi-muhtasar-tarihce-i-hayati-birinci-bolum-1878-1908/

6 Tarihçe-i Hayat’ın tashihi üzerine belgeler – Mehmet Selim MARDİN (risalehaber.com)

7 https://risaletashih.org/2024/06/01/bediuzzamanin-dogum-tarihi/

8 Said Nursi’nin TC Kimlik numarası kaç? (risalehaber.com)

9 https://risaletashih.org/2020/10/20/bediuzzaman-said-nursi-muhtasar-tarihce-i-hayati-1878-1960-v-1922-1923/

10 https://www.yeniasya.com.tr/omer-ortlek/bediuzzaman-in-fransizca-ogrenmesi_449267

 

 

                            B. Tunç

 

Bir yanıt yazın