BEDÎÜZZAMÂN’IN ESKİ DÖNEM ESERLERİ
1- NUTUK (Türkce): Bedîüzzamân-ı Kürdî
Dersaâdet, İkbâl-i Millet Matbaası, 1324 (dışkapak), 1326 (içkapak).
İlk eseri. Münderecâtında, “Dağ Meyvesi Acı da Olsa Devâdır..” gibi 9 Ekim 1908 târihli bir yazı bulunmasından ötürü kitabın bu târihden sonra neşredilmiş olması gerekir.. 9 Ekim 1908–22 Ocak 1909 arası.
“Yaşasın yaraları tedâvî etmek fikrinde olan Halîfe-i Peygamber!..” ilk yazının sonlarında (s.16).
Tamâmı 29 sayfa. Ayrıca sonunda 3 sayfalık bir hatâ-savâb (yanlış-doğru) cedveli bulunuyor..
2- İKİ MEKTEB-İ MUSÎBETİN ŞEHÂDETNÂMESİ (Türkce): Bedîüzzamân
İlk tab’ı: İstanbul, İkbâl-i Millet Matbaası, 1327, 1325 (23 Mayıs 1909-18 Eylül 1909).*1
48 sayfa.
İkinci tab‘ı: İstanbul, Artin Asadoryan ve Mahdumları Matbaası, 1328 (13 Ocak 1910-1 Ocak 1911).
60 sayfa. Kapağa Müellifin adı konulmamış.
Baş tarafta Ahmed Râmîz’in uzunca bir önsözü bulunuyor.
Fotokopi nüshada iç kapakdan sonraki gibi görünen sayfada, “Kütübhâne-i İctihâd”ın yer değişikliği ve satılan eserlerin listesi hakkında bilgi verilmiş:
“Kütübhâne-i İctihâd”
Bâb-ı Âlî Caddesinde (Zaman) Kütübhânesine nakl olunmuştur. Üstâd-ı Muhterem Doktor Abdullah Cevdet ve Şerefüddin Beğlerin Âsârı orada satıldığı gibi bervech-i âtî kitabların merci‘-i yegânesi yine kütübhâne-i mezkûredir.
Bedîüzzamân’ın Birinci Nutku, Emir Bedirhan, Kürdce Mevlid-i Şerîf, Kürdce Elifbâ, Kürdce sarf-nahv, Tefsîr-i evâmîr-nevâhî veyâhud Fütühât-ı Rabbânî Arabca, Yıldız Mahkemesi, Cidâl, Pendnâme-i Şeyh Sa‘dî, Dünyâda Müslümanların Hâli, Bâb-ı Âlî’nin İçyüzü, İhtilâl Fırkaları, Tehlikenin Büyüğü, Şükûfe–i Târîhiye. [Son kısım silik olduğundan yanlış okumuş olabilirim / B. T.]
-Adresim-
Bâb-ı Âlî Caddesinde Kütübhâne-i Zamân vâsıtasıyle Kürdîzâde Ahmed Râmiz.
1950’lerin ortalarında teksir edilen müellif tashihli bir nüsha:
“Kırkaltı sene evvel tab‘ edilmiş”*2
3- REÇETET’ÜL-ULEMÂ (Arabca):*3 [Bedîüzzamân] [1911]
4- REÇETET’ÜL-AVÂM (Arabca):*4 Bedîüzzamân [1911]
5- MUHÂKEMÂT (Türkce): Bedîüzzaman
Kostantıniyye, Matbaa-i Ebuzziyâ, Kostantıniyye, 1327 (Hazîrân 1911 sonları-13 Mart 1912)
273 sayfa.
6- MÜNÂZARÂT (Türkce): Bedîüzzaman
Kostantıniyye, Matbaa-i Ebuzziyâ, 1329 (Hazîrân 1911 sonları-21 Aralık 1911)
163 sayfa.
7- EL-HUTBETÜ’Ş-ŞÂMİYYE (Devâü’l-Ye’s) (Arabca): Bedîüzzaman
Hutbe îrâdı: 1327[R] (Türkçe tercüme Hutbe-i Şâmiyye’nin baş kısmı), 1329 [H] (Sünûhât’daki nüsha). 1911 yılı 14 Mart’ından Mayıs’ın ikinci yarısının ortalarına kadar olabilir..
Herhangibir nüshasına ulaşılamadığı için ilk baskının Şam’da mı, İstanbul’da mı yapıldığı, kaç sayfa olduğu bilinmiyor.. Vâki’ ise, H.1329’da (1911) basıldığı tahmîn edilebilir…
Mevcud nüshalarda sayfa sayısı:
El-Hutbetü’ş-Şâmiyye (Devâü’l-Ye’s) (Arabca) ve Teşhîsü’l-İllet (Arabca), Bedîüzzamân, İkinci Tab‘ı, Kostantıniyye, Matbaa-i Ebuzziyâ, 1330 (22 Aralık 1911–1912 Yaz ortaları), 23 sahîfe.
El-Hutbetü’ş-Şâmiyye (Devâü’l-Ye’s) (Arabca) s.3-14/11 sahîfe, 3 satır ; “Teşhîsü’l-İllet” (Arabca) s.14-23/10 sahîfe)
+ “Devâü’l-Ye’s Zeylinin Zeyli” (Türkce) 8 sahîfe.
Tamâmı 29 sahîfe metin (Boşlarla berâber, 31 sahîfe).
8- TEŞHÎSÜ’L-İLLET (Arabca): Bedîüzzaman
Kostantıniyye, Matbaa-i Ebuzziyâ, [stanbul], 1330 (22 Aralık 1911–1912 Yaz ortaları). 10 sahîfe.
“El-Hutbetü’ş-Şâmiyye (Devâü’l-Ye’s)”ye zeyl olarak Rumeli Seyâhatinden sonra te’lif edilmiştir..
9- DEVÂÜ’L-YE’S ZEYLİNİN ZEYLİ (Türkce): Sa‘îd-i Kürdî
Kostantıniyye, Matbaa-i Ebuzziyâ, [stanbul], 1330 (22 Aralık 1911–1912 Yaz ortaları). 8 sahîfe.
“Tehîsü’l-İllet”in zeylidir.. Tiflis ziyâreti vesîlesiyle te’lif edilmiştir.
1330 baskısı müstakil, 1920 baskısı Sünûhât içerisinde..
1920’de Evkāf-ı İslâmiyye Matbaasında basılan “Sünûhât”a dercedilen nüshada; “El-Hutbetü’ş-Şâmiyye” (Arabca) 9 sahîfe, “Teşhîsü’l-İllet” (Arabca) 8 sahîfe, “Devâü’l-Ye’s Zeyliniz Zeyli” (Türkce) 7 sahîfe). Tamâmı 24 sahîfe..
10- TA’LÎKĀT (Arabca): [Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî]
Çok zaman sonra bulundu. Te’lif 1913, Basım 1994.*5
Te’lîfinin 1906’larda olduğuna dâir rivâyetler de var.*6, *7
11- RUMÛZÂT (Arabca):
Mantıkda i‘mâl-i zihn içün güzel bir eserdir.*8
Kaynaklarda adı geçiyorsa da henüz yeterli belge ve bilgiye ulaşılamamıştır.. Basılmamış eselerinden..
Rumûzât’ın 1907’den önce te’lif edilen eserlerden olduğu ve M. Nûriye’de geçen şu kısmın Rumûzât’la ilgili olduğuna dâir görüşler bulunuyor:
İ’lem eyyühe’l-aziz! Âlemde herşeyin yüzünde hikmet eserleri göründüğü gibi, en uzak, en geniş, en ince kesretin tabakaları üstünde de hikmet, ihtimâm eserleri görülmektedir. Evet, kesret ve tekessürün müntehâsı ve netîcesi olan insanın sahîfe-i vechinde, cephesinde, cildinde, ellerinin içlerinde kalem-i kaderle pek çok çizgiler, hatlar, nakışlar, nişanlar yazılmışdır. Ma‘lûmdur ki, insanın şu sahîfelerinde yazılan o kelimeler, harfler, noktalar, harekeler, rûh-u insânîde bulunan ma‘nâlara, ma‘neviyâtlara delâlet ettikleri gibi, fıtratında kader tarafından yazılan mektuplara da işâretleri vardır. Arkadaş, insanın geçen sahîfelerine kaderin yazdığı hâşiye, tesâdüf ve ittifâkın dühûlüne bir menfez bırakmamışdır.*9
12- İŞÂRÂTÜ’L-İ’CÂZ FÎ MEZÂNİ’L-ÎCÂZ (Arabca): Bedîüzzaman
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, [İstanbul], 1334 (1918). 120 sahîfe (Sayfa ebadları diğer eselerinden büyük.)
Te’lîfi; 1914-1916.*10
Müküslü Hamza, Eseri şöyle tanıtmaktadır:
İşârât-ül İ‘câz Fî Mezân-il Îcâz nâmında bir tefsîr-i şerîf. Şimdiye kadar o menhecde te’lîf olunmuş bir tefsîr mevcûd değil… Ve hattâ diyebilirim ki, mahsûl-i karîhasından başka, evkāf malını derc etmemişdir. Kelâm-ı Kadîm nazmca mu‘ciz, mefhûmca hakk ve hakīkat olarak fünûn-i müsbeteye tamâmen muvâfık ve rehnumâ olduğunu isbât eder. Hazreti Üstâd bu tefsîri te’lîf etmeden evvel halka-i tedrîsinde bulunuyordum. Kelâm-ı Kadîm’i eline alıb Kürdce takrîr ederdi. Hiçbir kitâba veyâ tefsîre bakmazdı. Arkadaşlarımızdan Molla Habîb nâmında bir efendi Kürdce nota tutardı. Çok devâm etmeden Harb-i Umûmî başladı Bedîüzzamân Sa‘îd Efendi muhârebe esnâsında cebhe-i harbde me’haz olarak yalnız o notlara mâlik olduğu hâlde, elyevm Evkaf Matbaasında tab‘ıyle iştigāl etdiğimiz o kitâbı te’lîf etmişdir.*11
Müküslü Hamza’nın mes’ûl müdürü bulunduğu JİN mecmûası tarafından neşredilmiştir.*12
13- BEDÎÜZZAMÂN SA’ÎD-İ KÜRDÎ’NİN TERCEME-İ HÂLİ (Türkce): (Müküslü Hamza)
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, [stanbul], 1334 (1918).
Talebelerinden Müküslü Hamza*13 tarafından yazılmıştır. 1918 neşredilen Arapça İşârâtü’l-İ’câz’ın son kısmına eklenmiştir.*14
14- BEDÎÜZZAMÂN’IN TÂRİHÇE-İ HAYÂTI (Türkce): (Abdurrahmân-ı Nursî)*15
İstanbul, Necm-i İstikbâl Matbaası, 1335 (1919).
Burada belirtilen ÂSÂRI, Müküslü Hamza’nın belirttikleri ile ayni:
1- Muhâkemât, Türkcedir.
2- Reçetet-ül Ulemâ, Arabcadır.
3- Reçetet-ül Avâm, Arabcadır. Ve hakkıyla sitâyîşe şâyân eserlerdir.
4- Ta‘likāt [Arabca]. Mantıkda bînazîr bir eserdir. Nazariyyât-ı Mantıkıyyeyi tatbîkāta (ta‘kīb) [takrîb] eder.
5- Rumûzât [Arabca]. Mantıkda i‘mâl-i zihn içün güzel bir eserdir.
6- İşârât-ül İ‘câz fî Mezân-il Îcâz [Arabca]. Bir tefsîr-i şerîf olub, o da sâhibine benzer. Başka tefsîrlere benzemez, bedi‘ ve garîbdir. Şimdi mezkûr tefsîr-i şerîfden bir cüz’ü tab‘ edilmişdir.
15- NOKTA (Türkce): Bedîüzzamân
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, [İstanbul], 1337.
H.1337: 7 Ek. 1918 – 25 Ey. 1919
R.1337: 1921
16- HUTUVÂT-I SİTTE (Türkce ve Arabca nüshaları var): Bedîüzzamân
Matbaa adı ve târih yok.. Tahmînî neşir târîhi, 1920-22.. Müteaddid def’alar Türkce ve Arabca olarak basılıp gizlice dağıtılımıştır.
İngiliz ve Yunan aleyhinde Hutuvât-ı Sitte eserimi Eşref Edib’in gayretiyle tab’ ve neşretmek ile, o kumandanın dehşetli plânını kıran ve onun îdam tehdîdine karşı geri çekilmeyen ve Ankara reisleri o hizmeti için onu çağırdıkları halde Ankara’ya kaçmayan (…).*16
17- SÜNÛHÂT (Arabca ve Türkce Makāleler): Bedîüzzaman
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, [İstanbul], 1336/1338 (1 Oc. 1920-14 Eyl. 1920).
Münderecâtı: “Sünûhât [Bâzı nükteler]” (Türkce), “Rü’yâda Bir Hitâbe”*17 (Türkce), “Rü’yânın Zeyli” (Türkce), “El-Hutbetü’ş-Şâmiyye” (Arabca), “Teşhîsü’l-İllet” (Arabca), “Devâü’l-Ye’s Zeylinin Zeyli” (Türkce), “El-Hutuvâtü’s-Sitte” (Arabca)
18-HAKĪKAT ÇEKİRDEKLERİ (Birinci cüz) Hikem-i Bedî’iyye (Türkce): Bedîüzzamân.. (Câmii, birâderzâdesi Abdurrahman Nursî)
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1336 (1920).
19- HAKĪKAT ÇEKİRDEKLERİ (İkinci cüz) Bedî‘üzzamân’ın Sânihâtından (Türkce): Bedîüzzamân.. (Mürettibi, birâderzâdesi Abdurrahman)
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1337-1339 (1 Oc. 1921-3 Eyl. 1921).
20- TULÛÂT (Türkce): Bedîüzzaman
Evkāf Matbaası, 1339 (15 Ey. 1920-3 Ey. 1921).
“Anadolu aleyhinde çıkmış fetvâya ne dersin?” bölümündeki hâşiye’den anlaşıldığına göre; eser, 14 Eylül 1336/1920’den sonra te’lîf edilmiş..
21- KIZIL ÎCÂZ (Arabca): Bedîüzzaman
Evkāf Matbaası, [H] 1339 (15 Ey. 1920-3 Ey. 1921).
22- RUMÛZ (Türkce): Bedîüzzaman
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1339 (15 Ey.1920-3 Ey. 1921)
23- İŞÂRÂT (Türkce): Bedîüzzaman
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1339 (15 Ey.1920-3 Ey. 1921).
24- ŞUÂÂT (Türkce): Bedîüzzaman
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası,1339 (15 Ey.1920-3 Ey. 1921).
Eserin arka kapağında, “Müeelifin Âsâr-ı Matbûası”:*18
Arabca:
İ. İ’câz “Tefsir”
Kızıl Îcâz “Mantık”
Reçetetü’l-Avâm
Reçetetü’l-Havâs [Reçetetü’l-Ulemâ]
El-Hutbetü’ş-Şâmiyye [Devâü’l-Ye’s]
Ta’lîkāt (tab‘ hazırlığında)
Türkce:
Nokta
Rumûz
Şuâât
İşârât
Sünûhât
Tulûât
Muhâkemât
Münâzarât
İki Mekteb-i Musîbetin Şehâdetnâmesi
Hutuvât-ı Sitte
25- LEMEÂT (Çekirdekler Çiçekleri), (Türkce): Bedîüzzaman Saîd-i Kürdî
Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1337-1339
Üzerindeki notdan Lemaât’ın bir Ramazan başlangıcı ile Bayram arasında te’lif edildiği anlaşılıyor. 9 Mayıs 1921 ile 8 Hazîran 1921 arasındaki sürede te’lif edilmiş.. 3 Eylül 1921’den önce basılmış..
Sonunda “Târihçe-i Hayât’ın Zeyli” bulunuyor.
26- TÂRİHÇE-İ HAYÂT’IN ZEYLİ (Türkce): Birâderzâdesi Abdurrahmân
Târihçe-i Hayât’ın Zeyli’nin farklı iki nüshası bulunuyor.
“Bu Dîvânın sâhibi amucam …” şeklinde başlayan nüsha, Lemeât’ın sonuna eklenmiş.. İki sahîfeye sıkıştırılmış..
Diğeri “Lemeât Dîvânının sâhibi amucam …” şeklinde başlıyor.. 5 sahîfe.*19 Lemaat’dan sonra “Bedîüzzamân’ın Târihçe-i Hayâtı“na müstakil bir zeyl olarak basılmış olabilir..
Zeylin sonunda zikredilen âsârı:
{Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyye’de iken tab‘ ve neşretdiği âsâr}
[1]İşârâtü’l-İ’câz fî Mezânni’l-Îcâz”, [2]“Nuktatün min-Nûr-i Ma‘rifetillâh”, [3]“Şuâât-ı Ma‘rifeti’n-Nebî”, [4]“Lemeât”, [5]“Tulûât”, [6]“Sünûhât”, [7]“Kızıl Îcâz”, [8]“Rumûz”, [9]“İşârât”, [10]“Hutuvât-ı Sitte”, [11]“Hakīkat Çekirdekleri (Birinci cüz), Hikem-i Bedîiyye)”, [12]“Hakīkat Çekirdekleri (İkinci cüz)”
27- KATRE (Arabca): Bedîüzzaman
İstanbul, Necm-i İstikbâl matbaası, 1338/1340 (1 Oc. 1922–23 Ağ. 1922).
28- ZEYLÜ’L-KATRE (Arabca): Bedîüzzaman
Şehzâdebaşı, Evkāf-ı İslâmiyye Matbaası, 1338/1340 (1 Oc. 1922–23 Ağ. 1922).
Müeelifin matbû’ âsârları (Arka kapak)
İ. İ’câz (Arabca)
Katre (Arabca)
Nokta (Türkce)
Şuâât (Türkce)
Zeylü’l-Katre (Arabca)
Lemaât (Türkce)
İşârât (Türkce)
Sünûhât (Türkce ve Arabca yazılar var)
Tulûât (Türkce)
Rumûz (Türkce)
Hutuvât-ı Sitte (Türkce ve Arabca baskıları var)
Kızıl Îcâz (Arabca)
Muhâkemât (Nüshaları kalmamıştır) (Türkce)
Münâzarât (Nüshaları kalmamıştır) (Türkce)
29- HABBE (Arabca): Saîde’n-Nursî
Evkāf Matbaası 1338 (1922).
30- ZEYLÜ’L-HABBE (Arabca): Saîde’n-Nursî
Evkāf Matbaası, 1338 (1922).
31- ZERRE (Arabca): Saîde’n-Nursî
Şehzâdebaşı, Evkāf Matbaası, 1338/1340 (1 Oc. 1922–23 Ağ. 1922).
32- ŞEMME (Arabca): Saîde’n-Nursî
Şehzâdebaşı, Evkāf Matbaası, 1338/1340 (1 Oc. 1922–23 Ağ. 1922).
Bâzı ilâvleri yazma olarak muhâfaza edilmiştir..*20
Müeelif’in Âsâr-ı Matbûası:
Türkce
Nokta
Şuâât
Lemeât
İşârât
Rumûz
Hutuvât-ı Sitte
Muhâkemât (Nüshaları kalmamış)
Münâzarât (Nüshaları kalmamış)
Arabca
İ. İ’câz
Katre
Zeylü’l-Katre
Zerre
Şemme
Kızıl Îcâz
33- ZEYLÜ’Z-ZEYL (Habbenin İkinci Zeyli) (Arabca): Saîde’n-Nursî
Ankara, Yenigün Matbaası, 1338/1341 [Ankara’ya gelişi (7 Kasım 1922)–31 Ar. 1922].
34- HABÂB (Arabca): Saîde’n-Nursî
Ankara, Ali Şükrü Matbaası, 1339/1341 {1 Oc. 1923–Ank.’dan ayrılışı (17/21[30]) Nîsan [1 Mayıs] 1923)}
Ankara’da meb‘uslara hitâben neşrettiği Beyannâme bu esere de dercedilmiş (s.17-20)
35- ZEYLÜ’L-HABÂB (Arabca): Saîde’n-Nursî
İstanbul, Necm-i İstikbâl Matbaası, 1341 [H] (Mayıs 1923-13 Ağ.1923)
36- ZEHRE/Min Riyâz-ül Kur’ân-il Hakîm (Arabca): Saîde’n-Nursî
İstanbul, Necm-i İstikbâl Matbaası, 1341 [H] (Mayıs 1923’de Ankara’dan İstanbul’a dönüşü-13 Ağ.1923)
37- ZEHRE’NİN ZEYLİ (Arabca): Sa‘îd 1923*21
38- ŞU’LE (Arabca): Sa‘îde’n-Nursî
İstanbul, Necm-i İstikbâl Matbaası, 1342[H] (14 Ağ. 1923–31 Tem. 1924)
Bâzı ilâveleri yazma olarak muhâfaza edilmiştir..*22
Yayınevi ve târîhi belirsiz matbû’ Osmanlıca “Mesnevî-i Nûriyye Mecmûâsı” fihristesinde iki sahifelik bir zeyli olduğu belirtiliyor.
NOT:
*Yukarıdaki bâzı eser kapaklarında görüldüğü gibi Üstâd, Cumhûriyet’in îlânından evvel de; “Bedîüzzaman”, “Sa‘îd Nursî” (Sa‘îd-i Nursî, Sa‘îde’n-Nûrsî) imzâlarını kullanmıştır. Hattâ Meşrûtiyet ve Millî Mücâdele dönemlerindeki bâzı gazete yazılarında da meselâ; Molla Saîd-i Meşhûr (Şark ve Kürdistan, 19 Kasım 1908), Molla Sa‘îd (Kürd Teâvün ve Terakkī Gaztesi, 5 Aralık 1908), Bedîüzzaman Sa‘îd (Sebîlürreşâd, 6 Mayıs 1920 ; Açık Söz, 22 Temmuz 1920) isimlerini kullanmıştır.. Cumhûriyet devrinde ise; Kürd, Kürdî lakaplarını tamâmen terk etmiştir.
*Zeylü’l-Habâb, Zehre, Zehrenin Zeyli, Şu‘le gibi Necm-i İstikbâl Matbaasında tab‘ edilen eserlerini Ankara dönüşü İstanbul’da kaldığı yaklaşık 15 aylık süre içerisinde Van’a gitmeden neşretmiş olmalıdır.
Bilâl TUNÇ
DİPNOTLAR:
*1- Evvelce ilk baskı 1911, ikinci baskı 1912 olarak biliniyordu. Çünki, ilk baskının üzerindeki 1327 ve ikinci baskının üzerindeki 1328 târihleri Rûmî olarak alınıyordu. Değerli Araştırmacı Selim Sönmez’in çalışmaları, meselâ “Eminönü Polis Merkezi” antedli belge tedkik edildiğinde 1327 ve 1328 târihlerinin Hicrî olduğu, yâni ilk baskının 1909’da, ikinci baskının 1910’da yapıldığı ortaya çıkıyor: “İki Mekteb-i Musîbetin Şehâdetnâmesi yâhud Divân-ı Harb-i Örfî ve Sa‘îd-i Kürdî” nâm risâle münderecâtı câlib-i nazar-ı dikkat tefevvühât ve terhâtı cami’ görülmekle îfây-ı muktezâsı zımnında leffen takdim kılındı. 5 Eylül 1325 [18 Eylül 1909]”
Bkz: 35 Selim Sönmez; Bediüzzaman Said Nursi’nin İlk İstanbul Hayatına Dair Bazı Belgeler, Köprü, Bahar 2004, 86. sayı.
*2- Tırnak içindeki bu cümle, Üstâd’ın kendi elyazısı.. İki Mekteb-i Musîbetin Şehâdetnâmesi’nin 1950’lerin ortalarında teksir edilen bir nüshasından, “Mukaddeme”nin başı..
*3- Necmeddin Şahiner; Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi, Nesil Yayınları, 2006, S.154.
*4- Ahmed Akgündüz, Prof. Dr.; Arşiv Belgeleri Işığında Bedîüzzamân Saîd Nursî ve İlmî Şahsiyeti – Birinci Kitap, 2013, s.749.
*5- Abdülkadir Badıllı; Bedîüzzaman Saîd-i Nursî, Mufassal Târihçe-i Hayâtı, İttihad Yayıncılık-1998, s.437.
Ayrıca bkz: Kızıl İcaz ve Talikat eserleri hakkında bilgi verir misiniz? http://www.sorularlarisale.com/makale/17639/kizil_icaz_ve_talikat_eserleri_hakkinda_bilgi_veriri_misiniz.html (Erişim Târîhi: 26.03.2019).
*6- Ahmed Akgündüz, Prof. Dr.; age, s.352-53, 357-360..
*7- “Ta‘lîkāt” üzerinde bir çalışma için bkz: Ediz Sözüer; Ta‘lîkât: Bir Mantık Şâheseri. http://www.academia.edu/37638771/TA_L%C3%8EK%C3%82T_B%C4%B0R_MANTIK_%C5%9EAHESER%C4%B0_Arap%C3%A7a_Orijinali_ve_T%C3%BCrk%C3%A7e_Tam_Metin_Terc%C3%BCmesi_ (Erişim Târîhi: 09.03.2019).
*8- Müküslü Hamza; Bedîüzzamân Sa‘îd-i Kürdî’nin Tercüme-i Hâlinden Bir Hülâsadır, 1334, s.7.
*9- Ahmed Akgündüz, Prof. Dr.; age, 2013, s.353.
*10- Abdülkadir Badıllı; age, s.437.
*11- Müküslü Hamza; age, s.7.
*12- Bilal Altan, Kürdistan Teâlî Cemiyeti: Kuruluş, Amaç ve Faaliyetler (Doktora Tezi, Mardin 2017), s. 196.
*13- Enstitü, Yeni Asya; Müküslü Hamza. Y. Asya, 15.10.2010.
*14- http://risaletashih.org/tercume-i-halinden-hulasa-mukuslu-hamza/
*15- http://risaletashih.org/bediuzzamanin-tarihce-i-hayati-abdurrahman-nursi/
*16- Bedîüzzamân Saîd Nursî; Târihçe-i Hayâtı, Eserleri, Meslek ve Meşrebi, Doğuş Ltd. Şirketi Matbaası, Ankara, 1958, s.466.
*17- Bu makāle, Kastamonu’da çıkan “Açık Söz” gazetesinin 20 Temmuz 1920 târihli sayısında “İslâm’ın Mukadderâtı hakkında Rü’yâda Bir Hitâbe” başlığı ile yayınlanmıştır.
http://risaletashih.org/bediuzzaman-said-nursi-muhtasar-tarihce-i-hayati-1878-1960-iv-1918-1922/
*18- Ahmed Akgündüz, Prof. Dr.; Arşiv Belgeleri Işığında Bedîüzzamân Saîd Nursî ve İlmî Şahsiyeti – İkinci Kitap, 2014, s.95.
*19- Bedîüzzamân’ın eski dönem eserleri – YENİ ASYA (yeniasya.com.tr)
*20- Abdülkadir Badıllı; age, s.436
*21- Abdülkadir Badıllı; age, s.437.
*22- Abdülkadir Badıllı; age, s.436.
Yazınızda kitapların resmine atıfta bulunmuşsunuz ama resimler yok. Resimler eklenemiyor mu? Bir de dipnotları linkli yaparsanız dipnotlar ile yazı arasından gidip gelme kolaylaşır. Bu şekilde iyi olmuyor.
Hayırlı çalışmalar dilerim.
Aleyküm Selâm Ayhan Bey..
Şimdilerde bizim eski siteden bâzı çalışmaları âcilen gözden geçirerek kurtarmağa çalışıyorum. Fırsat olursa resim işine dahâ sonra bakmayı düşünüyorum. Bir de bilgisayar acemisi olduğum gibi bu yeni siteye de alışamadım..
Dipnotları linkli yapma işi de öyle..
Alâkanız ve tavsiyeleriniz için teşekkür ederim..