BEDÎ’ÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

 

BEDÎ’ÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

Hicrî 1295 (1 Muharrem-8 Rebîülevvel), Rûmî 1293 (24 Kânûnievvel-28 Şubat), (*)Hicrî-Şemsî 1256, Mîlâdî 1878 (5 Ocak-12 Mart)

 

*HİCRÎ ŞEMSÎ TAKVİM:

Güneş yılı esaslı olup Peygamber Efendimizin Mekke’den Medîne’ye hicretinin sonunda Kuba köyüne vardığı 20 Eylül 622 târîhi başlangıç olarak alınmaktadır.

Başlangıçtan Günümüze Bâzı H. Şemsî Yılların Mîlâdî Karşılıkları:

H. ŞEMSÎ YIL MÎLÂDÎ TÂRİH
1 20 Ey. 622/19 Ey.  623
2 20 Ey. 623/19 Ey.  624
3 20 Ey. 624/19 Ey.  625
4 20 Ey. 625/19 Ey.  626
5 20 Ey. 626/19 Ey.  627
10 20 Ey. 631/19 Ey.  632
20 20 Ey. 641/19 Ey.  642
50 20 Ey. 671/19 Ey.  672
100 20 Ey. 721/19 Ey.  722
1000 20 Ey.1621/19 Ey. 1622
1200 20 Ey.1821/19 Ey. 1822
1255 20 Ey. 1876/19 Ey. 1877  A. F. Kul istihrâcı Bedîüzzamân’ın Doğumu
1256 20 Ey. 1877/19 Ey. 1878  Belgelere göre Bedîüzzamân’ın Doğumu
1400 20 Ey. 2021/19 Ey. 2022
1401 20 Ey. 2022/19 Ey. 2023
1402 20 Ey. 2023/19 Ey. 2024
1403 20 Ey. 2024/19 Ey. 2025

 

VESÎKALAR:

  • Müküslü Hamza Efendi tarafından kaleme alınan “Bedîüzzamân Sa’îd-i Kürdî’nin Tercüme-i Hâlinden bir hülâsadır” şöyle başlar:

“Bedîüzzamân (1293) târîhinde Bitlis vilâyeti, Hîzan kazâsı, İspa’rit (İspa’ret, İspâirt, İspâert) nâhi­yesine tâbi’ Nurs karyesinde tevellüd etmişdir. (…)”

  • Yeğeni Abdurrahmân Nursî’nin yazdığı “Bedîüzzamân’ın Târihçe-i Hayâtı”nda da doğum târîhi ve yeri ayni.

1958 târihli T. Hayât s.9’daki hâşiye-1’de zikredilen “Eskişehir Mahkeme Reisinden başka, daha sizler dünyaya gelmeden benim dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder” dediği ama O. Birgeoğlu’nun ısrarla görmezden geldiği Abdurahman Nursî’nin te’lif ettiği T. Hayâtdan başka ne olabilir?!.. Ki oradaki doğum târîhi Rûmî 1293’dür!..

  • Dâr-ül Hikmet’de doldurulan 17 Ekim 1921 târihli Tercüme-i Hâl varakasında, “Târîh-i velâdetim 1293’dür” ibâresi vardır.

1293’lerin Rûmî olduğunu “26 Eylül 1921 târihli Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye Tezkiresi”nden ve R. Külliyâtında mevcut istihraclardan öğreniyoruz:

  • Adı geçen Tezkire:Târih ve mahall-i velâdeti: 1295 (bin ikiyüzdoksanbeş) ve 1293 (bin ikiyüzdoksanüç) …”

 

İSTİHRACLAR:

  • “Eğer لَنَهْدِيَنَّهُمْ ‘deki şeddeli “nun” bir “nun” sayılsa, 1294 eder ki Risâlet-ün-Nûr müellifinin besmele-i hayâtıdır ve târîh-i velâdetinin birinci senesidir.(Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Birinci Şuâ’ / Üçüncü Âyet-i Meşhûre)
  • “(…) 1294 eder ki, velâdetinin ve hayâtının birinci senesidir.” (Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Birinci Şuâ’ / Beşinci Âyet)
  • “(…) Demek 1294’de dünyaya gelecek bir müridi, bu مُرِيدى lafzında muraddır. Çünki  ِلمُرِيدى ‘de lam sayılsa 294 eder ki, tek farkla Saîd’in târîh-i velâdetine tevâfuk eder.(Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Lem’alar, Y.A.N.–2005, s.80)
  • “Hem مَغْرِباً kelimesi, Âhirdeki tenvin ile berâber 1292 eder ki, bu fakīrin dünyâya gelmesinden bir sene evvel; veyahut rahm-i maderdeki târîhe işâretle berâber …” (Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Lem’alar, Y.A.N.–2005, s.95)
  • “… 1294 eder ki, … hem bu isim sâhibinin Arabî târîh-i velâdetine, hem … 93 Rus harbinin şiddet-i târîhine tesâdüf ediyor.(Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Lem’alar, Y.A.N.–2005, s.108)
  • “Biri 1294, diğeri 1295 târîhini gösteriyor. O târih, Rûmî hesapla olsa Saîd’in mebde-i tufûliyetine, eğer Arabî târîhiyle olsa velâdet zamanına tevâfuk ediyor.(Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Lem’alar, Y.A.N.–2005, s.109)
  • “… Üstâd’ım ise 1293’de, tam Mevlânâ Hâlid’den yüz senesi hitâm bulduktan sonra dünyaya gelmiş.(Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Lem’alar, Y.A.N.–2005, s.117)
  • “Cenâb-ı Hak, öyle bereketli bir yağmur ihsân etti ki, bir misli 93 târîhinde yağdığını ihtiyarlarımızdan işitiyoruz ki, bu târih Üstâd’ımızın târîh-i velâdetine tesâdüf etmekle berâber, …(Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Lem’alar, Y.A.N.–2005, s.123)
  • “… ya’nî arza bastığın zaman ki, cifirce 1295 Arabî, 93 Rûmî târîhidir ki, târîh-i velâdetine ve Rus Harb-i müdhişine tevâfuklaberâber..(Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Lem’alar, Y.A.N.–2005, s.595)   
  • “… 1293 eder. İşte bu târih, Rus’un Âlem-i İslâm’ın felâketine sebep olan 93 dehşetli harbin zamânına ve Risâle-i Nur müellifinin târîh-i velâdetine tam tamına tevâfuku şüphesiz kasdî bir işâret-i gaybiyedir.” (Bedîüzzamân Sa‘îd Nursî; Lem’alar, Y.A.N.–2005, s.602)   

 

B. Tunç

Bir yanıt yazın