Osmanlıca’dan Yeniyazıya Aktarmalarda
BA‘ZI İMLÂ KĀİDELERİ
Çalışma; Osmanlıca Risâle-i Nurlar, TDV İslâm Ansiklopedisi, Yeni Lûgat, Y. Asya Lügat, Lugat-i Nâcî, K. Türkî, Lûgat – Ferit Devellioğlu, Hayât Büyük Türk Sözlüğü’nden ve Risâle Tâlim Forum’da (Nâhid Topaloğlu, Ekrem Kılıç, Cemil Arıkan, A.B. Çimiç ve Bilâl Tunç) arasındaki müzâkerelerden, Rafet Kalyoncu, M. Serkan ve Özcan Bayram’ın mütâlaalarından istifâde ile düzenlenmiştir. Son tashihler Ö. Bayram tarafından yapılmıştır.
Tenkīd, tashîh ve katkılara açıktır..
Risâle Diline uygun olmak kaydıyle “TDK İmlâ Esâsları”ndan ve “TDK İmlâ Kılavuzu”ndan da istifâde edilebilir tabîatiyle.
(B. Tunç, 2008)
A – UZUN HECELER:
Uzatmaları göstermek için; sesli harf üzerine uzatma işâreti (^) ve, gerektiğinde ma‘nâ ve telaffuz kaymalarını önlemek için, (hı “خ“, gayn “غ”, kāf “ق”) gibi kalın okunan harflerle başlayan hecelerde, uzatma işâreti olarak “üst-yatık/eğik çizgi” kullanılması uygun olur (ā, à, ī, ū).
1) Açık hecelerde uzatmalar:
عصاى موسى Asâ-yı Mûsâ,
غالب gālib,
غايه gāye,
خادم hādim,
هادم hâdim,
خالق Hālık,
هالك Hâlik,
حامد Hâmid,
حقوقى hukūkī,
افحام ifhâm,
افهام ifhâm,
اقتصادى iktisâdî (iqtisâdî),
انسانى insânî,
قاعده kāide,
كائنات kâinât,
كامل kâmil,
قانون kānun,
كانون kânun,
قصص انبيا و تواريخ خلفا Kasas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ, Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ,
لكن lâkin,
لازم lâzım,
ملى millî,
مغالطه mugālata,
ء محراقيه نقطه nokta-i mihrâkıyye,
نورسى Nursî,
رومى Rûmî,
…
Telaffuzları birbirine yakın olan kelimelerde (ayn “ع”) ile başlayan açık uzun heceleri (hemze “ء”) ile başlayanlardan ayırd etmek için uzun okunan harften evvel kesme/ters kesme işâreti (’/‘) kullanılır:
آجل âcil, عاجل ‘âcil, …
2) Kapalı hecelerde uzatmalar:
a) Bilhassa yanlış telaffuz endîşesivarsa, uzatma işâretikullanılmalıdır:
بايزيد Bâyezîd,
بهيج Behîc,
حقوق hukūk,
افتراق iftirâk (iftirâq),
قانون kānûn,
لطيف Latîf,
محراق mihrâq,
محراك mihrâk,
سعيد Saîd (Sa‘îd),
سليم Selîm, …
Not: (محراق) ile (محراك) kelimelerinin iltibâsını önlemek, hem de telaffuzu korumak için; (kāf “ق”) harfi, (q) ile gösterilmek mecbûriyetinde kalındı.
b) Kelime ve terkibler sesli ile başlayan bir ek aldığında uzatma işâretigereklidir:
بايزيد بسطامى Bâyezîd-i Bistâmî,
حقوق بشر hukūk-ı beşer,
كانون دها kânûn-i dehâ,
قانون اساسى kānûn-i esâsî,
قانونى Kānûnî,
سليم اول Selîm-i Evvel
c) Uzatmanın inceltme ile berâber olduğu hecelerde (^) işâreti kullanılır:
اخلاق ahlâk (ahlâq),
بلور billûr,
جلال celâl,
درگاه dergâh,
فلاح felâh,
انقلاب inkılâb,
كام ران Kâm-rân,
سلام selâm
B – KISA-İNCE HECELER:
1) İnce (L) sessizi ile başlayan hecelerdeki kısa ve ince okunan (a, u) seslilerine, (uzun okunan açık hecelerle karışmaması için) inceltme işâreti (^) konulmaz:
لطيف latîf,
لغت lugat,
لطف lutuf (lutf),
مغالطه mugālata,
مبالغه mübâlağa (mübâlaga),
مطالعه mütâlaa,
…
2) (ك)’le başlayan (ع)’la biten kısa-kapalı-ince hecelerde (^) işâreti kullanılır:
كعب بن لؤي Kâ‘b bin Lüey,
كعبه Kâ‘be (“kâ” kısa),
…
Not: Kullanmakta olduğumuz Latin kökenli alfabe harfleri ile maalesef birçok kelimenin imlâsını doğru yazmak mümkin olamamaktadır. Bunlardan biri de (كعبه )’dir. (ك )‘leri (K) ile, (ق)‘ları (Q) ile göstermek nisbî bir çâre olabilir. O takdirde (كعبه)’nin yeni yazı ile yazılışı, (Kâ‘be) değil, (Ka‘be) olur.
C – HEMZE’Lİ KELİMELER:
1) Kelimenin son harfi hemze (ء) ve hemzeden önceki harf de elif (ا) ise, hemzeler gösterilmez:
اباء abâ,
اقرباء akrabâ,
علاء alâ,
آراء ârâ,
عطاء atâ,
بناء binâ,
بلغاء bülegā,
جزاء cezâ,
جلاء cilâ,
جهلاء cühelâ,
دواء devâ,
خفاء hafâ,
ابتداء ibtidâ,
ابتلاء ibtilâ,
ابراء ibrâ,
اجراء icrâ,
امضاء imzâ,
انتهاء intihâ,
انزواء inzivâ,
استهزاء istihzâ,
ايطاء îtâ,
قراء kurâ,
قراء kurrâ,
شفاء şifâ,
ضياء ziyâ,
…
Not: Bu tür kelimeler sesli ile başlayan bir ek aldığında araya yardımcı ses olarak (n, s, y) gelir:
اجراء icrâ + ı → icrâyı
جلاء cilâ + ı → cilâsı
انزواء inzivâ + a → inzivâya
انتهاء intihâ + ı → intihâyı
ليلاء / ليلى Leylâ + ı → Leylâ’yı, Leylâ’nın
2) Bir sessiz harften sonra hece başında hemze (ء)’ler için kesme işâreti (’) kullanılır:
جرأت cür’et,
الآن el’ân,
فجأة füc’eten,
هيآت hey’ât,
هيئت hey’et,
قرآن Kur’ân,
لايسئل lâyüs’el,
مرئي mer’î,
مسأله mes’ele,
مرآت mir’ât,
نشأت neş’et,
…
3) Kelime sonundaki cezimli hemzeler, kesme işâreti (’) ile gösterilir:
جزء cüz’,
قارء kāri’,
ملجأ melce’,
منشأ menşe’,
سوء sû’,
شىء şey’,
…
4) Hece sonunda cezimli hemzeler kesme işâreti (’) ile gösterilir:
مأكول me’kûl,
مألوف me’lûf,
مأمول me’mûl,
مأمون me’mûn,
مأمور me’mûr,
مأموريت me’mûriyet,
مأوى me’vâ,
مأيوس me’yûs,
مأذون me’zûn,
مؤمن mü’min,
رأفت ra’fet (re’fet),
رؤيا rü’yâ,
تأديب te’dîb,
تأديه te’diye,
تأخير te’hîr,
تأكيد te’kîd,
تأليف te’lif,
تأمين te’mîn,
تأنيث te’nîs,
تأثير te’sîr,
تأسيس te’sîs,
تأويل te’vîl,
تأييد te’yîd,
…
D – AYN’LI KELİMELER:
1) Hece sonundaki (ع) aynlar için kesme işâreti (’) veyâ ters kesme işâreti (‘) kullanılır:
اعدام i‘dâm,
كعبه Kâ‘be,
معبد ma‘bed,
معبود ma‘bûd,
معقول ma‘kūl,
معمول ma‘mûl,
معنى ma‘nâ,
معرفه ma‘rife,
معصوم ma‘sûm,
معشوق ma‘şûk,
معجز mu‘ciz,
معجزه mu‘cize,
معتاد mu‘tâd,
معترض mu‘teriz,
تعليم ta‘lîm,
تعليق ta‘lîq,
تعميق ta‘mîq,
تعريف ta‘rîf,
تعريض ta‘rîz,
تعيين ta‘yîn,
يعقوب Ya‘kūb,
…
2) Sonunda ayn (ع) olan kelimelerde ayndan önceki harf elif (ا) ise; (a)lar (^) işâretli yazılır, aynlar kesme işâreti (’) veyâ ters kesme işâreti (‘) ile gösterilir:
الوداع elvedâ‘,
انواع envâ‘,
اطلاع ıttılâ‘,
ابداع ibdâ‘,
اجماع icmâ‘,
اجتماع ictimâ‘,
اختراع ihtirâ‘,
اقناع iqnâ‘,
امتناع imtinâ‘,
انقطاع inkıtâ‘,
انتفاع intifâ‘,
ارجاع ircâ‘,
ارتجاع irticâ‘,
ارتفاع irtifâ‘,
استماع istimâ‘,
اشباع işbâ‘,
اتباع ittibâ‘,
متاع metâ‘,
مصراع mısrâ‘,
نزاع nizâ‘,
شعاع şuâ‘,
وداع vedâ‘,
…
a)Bu tür kelimeler belirtme hâli (-ı , -i , -u , -ü) alırsa, kesme işâreti/ters kesme işâreti kaldırılıp araya yardımcı sessiz almadan yazılırlar:
شعاع şuâ‘ + ı → şuâı
متاع metâ‘ + ı → metâı
اجماع icmâ‘ + ı → icmâı
اتباع ittibâ‘ + ı → ittibâı
b)Bu tür kelimeler yönelme hâli(-e, -a) ile başlayan bir ek alırsa, kesme işâreti/ters kesme işâreti kaldırılıp araya yardımcı sessiz konulabilir:
اجتماع ictimâ‘ + a → ictimâya
شعاع şuâ‘ + a →şuâya
ارتجاع irticâ‘ + a → irticâya
اجماع icmâ‘ + a → icmâya
انتفاع intifâ‘ + a →intifâya
وداع vedâ‘ + a →vedâya
3) Sonunda ayn (ع) olan kelimelerde ayndan önceki harf vav (و) ise (u)’lar uzatma işâretli yazılır, aynlar kesme işâreti/ters kesme işâreti ile gösterilir:
فروع fürû‘,
خشوع huşû‘,
مقطوع maktû‘,
مصنوع masnû‘,
مطبوع matbû‘,
مجموع mecmû‘,
ممنوع memnû‘,
مرفوع merfû‘,
مسموع mesmû‘,
مشبوع meşbû‘,
مشروع meşrû‘,
متبوع metbû‘,
موضوع mevzû‘,
رجوع rücû‘,
شيوع şuyû‘,
طلوع tulû‘,
وقوع vukū‘,
…
4) Sonunda ayn (ع) olan kelimelerde ayndan önceki harf ya (ى) ise (i)’ler uzatma işâretli yazılır, aynlar kesme işâreti/ters kesme ile gösterilir:
بديع bedî‘,
جميع cemî‘,
ضريع darî‘,
فجيع fecî‘,
رفيع refî‘,
سميع semî‘,
سريع serî‘,
شجيع şecî‘,
شفيع şefî‘,
تصديع tasdî‘,
تصنيع tasnî‘,
ترفيع terfî‘,
تشجيع teşcî‘,
تشريع teşrî‘,
توديع tevdî‘,
توسيع tevsî‘,
توزيع tevzî‘,
…
5) Bir sessiz harften sonra hece başındaki ayn (ع)’lar için kesme(’) veyâ ters kesme işâreti (‘) kullanılır:
عنعنه an‘ane,
بدعة bid‘at,
جمعه cum‘a,
دفعة def‘aten,
دفعي def‘î,
افعال ef‘âl,
اسعد es‘ad,
اشعار eş‘âr,
اشعياء Eş‘iyâ,
اطعمه et‘ime,
فوق العاده fevka’l-âde (fevka’l-‘âde),
فرعى fer‘î,
فرعون Fir‘av(u)n,
خلعت hil‘at,
خدعه hud‘a,
انعام in‘âm,
استبعاد istib‘âd,
اطعام it‘âm,
اذعان iz‘ân,
قطعا kat‘an,
قطعى kat‘î,
موعظه mev‘ize,
موعود mev‘ûd,
مكعب mik‘ab,
منعقد mün‘akıd,
منعكس mün‘akis,
منعم mün‘im,
نوعا nev‘an,
رجعت ric‘at,
رقعه rık‘a (rik’a),
ربعيه rub‘iye,
صنعى sun‘î,
سرعت sür‘at,
شرعا şer‘an,
شرعي şer‘î,
طبعا tab‘an,
وقعه vak‘a,
وسعت vüs‘at,
…
6) Tek heceli kelime içinde cezimli ayn (عْ)’lar kesme veyâ ters kesme işâreti ile gösterilir:
بعد ba‘d,
بعث ba‘s,
بعض ba‘z,
بعد bu‘d,
فعل fi‘l,
نعت na‘t,
رعد ra‘d,
سعى sa‘y,
شعر şi‘r,
وعد va‘d,
ضعف za‘f,
زعم zu‘m,
…
Not: Ayn (ع) yerine, sesli harf ikizleşmesi ile yazılması âdet olmuş bu tür kelimeler çift sesli ile de yazılabilir:
فعل fiil,
نعت naat,
شعر şiir,
وعد vaad,
ضعف zaaf,
…
7) Ayn (ع) ile biten ve (ع)’dan önce uzatma harfi bulunmayan tek hecelik kelimeler:
بلع bel‘ ,
بيع bey‘ ,
جمع cem‘ ,
دفع def‘ ,
فرع fer‘ ,
خلع hal‘ ,
قطع kat‘,
قلع kal‘ ,
منع men‘ ,
نفع nef‘ ,
نوع nev‘ ,
رفع ref‘ ,
ربع rub‘ ,
سبع seb‘ ,
سمع sem‘ ,
شمع şem‘ ,
صنع sun‘ ,
شرع şer‘ ,
طوع tav‘ ,
وسع vüs‘,
وضع vaz‘ ,
زرع zer‘,
…
Bu kelimeler yapım veyâ çekim eki aldıklarında da, terkiblerde de kesme veyâ ters kesme işâreti (‘) korunarak yazılırlar:
def‘-i hâcet ,
kat‘-ı nazar ,
Seb‘u’l-mesânî ,
sun‘-i beşer ,
vaz‘-ı haml ,
cem‘an ,
fer‘î ,
sun‘î,
şer‘î,
kat‘î,
nev‘e,
…
Not: Ayn (ع)’lı kelimelerde (ع) harfinin belirtilmesi gereken yerlerde – hemze (ء) ile karışmaması için -, ters kesme işâreti (‘) kullanılabilir:
عالى ‘âlî,
عاليه ‘âliyye,
عاجل ‘âcil,
عابده ‘âbide,
اعدام i‘dâm,
كعبه Kâ‘be,
معبد ma‘bed,
معبود ma‘bûd,
معقول ma‘kūl,
سعيد Sa‘îd,
…
E – “GAYN“LI KELİMELER:
1) Hece başında:
مغاره mağāra,اغيان agayân / ağayân gibi ba‘zı kelimeler hâriç, hece başındaki (غ)’lar, ekseriyyetle (g) ile yazılır:
آغازه âgāze,
آغوش âgūş,
اصغري asgarî,
باغى bâgī,
غاﺌله gāile,
غار gār,
غاصب gāsıb,
صغار sıgār,
صغير sagīr,
…
2) Hece sonunda:
a)مغلي mugliyy, مغتذي mugtezî, مغسول magsûl gibi ba’zı kelimeler müstesnâ, hece sonundaki (غ)’lar, ekseriyyetle (ğ) ile yazılır:
اغنام ağnâm,
اغيار ağyâr,
اغصان ağsân,
bağ,
beliğ,
suğrâ,
istifrâ(ğ)
b)Ba‘zı kelimelerin ise her iki şekilde yazılışına rastlanmaktadır:
مغني mugnî / muğnî,
مستغرب müstagrib / müstağrib,
مستغفر müstagfir / müstağfir,
مستغنى müstagnî / müstağnî,
اغيان agayân / ağayân,
مغرب magrib / mağrib,
مغضوب magdûb / mağdûb, …
F- TEK “Y” İLE YAZILAN KELİMELER:
1) Müennes olduğundan dolayı “y” kullanılan kelimelerde tek “y” kullanılır:
عافيه âfiye,
عاتيه âtiye,
جانيه câniye,
حاميه hâmiye,
ناميه nâmiye,
راضيه râziye,
رفقيه rıfkıye,
ساقيه sâkıye,
ساميه sâmiye,
شافيه şâfiye,
واهيه vâhiye,
زانيه zâniye,
…
2) (–ân) çokluk takısıyla cemî‘ (çokluk) yapılırken “y” yardımcı sesini alan kelimelerde tek “y” kullanılır:
عباسيان Abbâsiyân,
آدميان âdemiyân,
عجميان acemiyân,
آغايان agāyân,
عاصيان âsiyân,
بابايان babayân,
داعيان dâiyân,
دانايان dânâyân,
اديان edyân,
غيوران gayûrân,
گدايان gedâyân,
حاجيان hâciyân,
حاكيان hâkiyân,
مبتديان mübtediyân,
عثمانيان Osmâniyân,
زبانيان zebâniyân,
…
3) Sonunda (ي) ve (ء) bulunan دوي , دعي , وعاء gibi kelimelerin cemî‘ mükesser ta‘bîr edilen Arabca çokluk şekillerinde tek “y” kullanılır:
اغنيه ağniye,
اصفياء asfiyâ,
اولياء evliyâ,
ادويه edviye,
ادعيه ed’iye,
اشقياء eşkıyâ,
…
G – ÇİFT “Y” İLE YAZILAN KELİMELER:
1) İsm-i mensûb eki (-iyye) almış müennes kelimeler:
علميه ilmiyye,
جاهليه câhiliyye,
جويه cevviyye,
خلقيه hulkıyye,
مسيحيه mesîhiyye,
نستوريه nestûriyye,
سفليه süfliyye,
شرقيه şarkıyye,
شاذليه şâzeliyye,
شرفيه şerefiyye,
ترابيه türâbiyye,
وقفيه vakfiyye,
زجاجيه züccâciyye,
زهرويه zühreviyye,
…
2) “–(i)yyet” mastar ekiyle biten kelimeler:
عاجزيت âciziyyet,
آدميت âdemiyyet,
آمريت âmiriyyet,
عصبيت asabiyyet,
بديهت bedîhiyyet,
بديعيت bedîiyyet,
جاهليت câhiliyyet,
جمعيت cem’iyyet,
اقليت ekalliyyet,
فرضيت farziyyet,
ممتازيت mümtâziyyet,
متماديت mütemâdiyyet,
نادميت nâdimiyyet,
رسميت resmiyyet,
ربوبيت rubûbiyyet,
صميميت samîmiyyet,
سفليت süfliyyet,
شخسيت şahsiyyet,
شرعيت şer’iyyet,
شأنيت şe’niyyet,
تسليميت teslîmiyyet,
عموميت umûmiyyet,
وحدانيت vahdâniyyet,
زوجيت zevciyyet,
ذهنيت zihniyyet,
…
3) “–(i)yyât” çokluk ekiyle biten kelimeler:
بديهيات bedîhiyyât,
جمعيات cem‘iyyât,
فرضيات farziyyât,
نظريات nazariyyât,
رسميات resmiyyât,
ريازيات riyâziyyât,
سفليات süfliyyât,
شرعيات şer‘iyyât,
تسليات teselliyyât,
وهميات vehmiyyât,
…
4) (-iyyûn) çokluk eki almış kelimeler:
دهريون dehriyyûn,
حواريون havâriyyûn,
فلكيون felekiyyûn,
حياتيون hayâtiyyûn,
اباحيون ibâhiyyûn,
اشتراكيون iştirâkiyyûn,
كلبيون kelbiyyûn,
كروبيون kerûbiyyûn, kerrûbiyyûn,
معنويون ma‘neviyyûn,
محمديون Muhammediyyûn,
نباتيون nebâtiyyûn,
ربانيون Rabbâniyyûn,
رحمانيون Rahmâniyyûn,
روحانيون rûhâniyyûn,
صائبيون sâibiyyûn,
صليبيون salîbiyyûn,
سياسيون siyâsiyyûn,
صوفيون sûfiyyûn,
…
5) Fârisî tamlamalarda tamlayan durumundaki kelimeler:
حيلهء شرعيه hîle-i şer‘iyye,
علوم دينيه ulûm-i dîniyye,
علوم عاليه ulûm-i ‘âliyye,
دولت عليه devlet-i aliyye,
سعادت ابديه saâdet-i ebediyye,
تأييدات صمدانيه te’yîdât-ı samedâniyye,
تضاعف شخصيت tezâuf-i şahsiyyet,
تزلزلات ارضيه tezelzülât-ı arziyye,
امور بيتيه umûr-i beytiyye,
…
6) Nisbet eki almış Arabca kelimelerin müennesleri (-iyye):
عافيه âfiyye,
جاهليه câhiliyye,
جويه cevviyye,
هجرويه hücreviyye,
فكريه fikriyye,
خاليه hâliyye,
حاميه hâmiyye,
هجريه hicriyye,
حلوليه hulûliyye,
خلقيه hulkıyye,
ارثيه ırsıyye (irsiyye),
اراديه irâdiyye,
قمريه kameriyye,
مسيحيه mesîhıyye,
نجميه necmiyye,
رياضيه riyâziyye,
شمسيه şemsiyye,
اخرويه uhreviyye,
عضويه uzviyye,
ضبطيه zabtiyye,
ذاتيه zâtiyye,
…
H – BİRLEŞİK KELİMELER:
Arabca/Farsca/Osmanlı Türkçesi ile teşekkül etmiş Birleşik kelimeler, kelimenin birleşik olduğunun kolayca anlaşılabilmesi için iki kelime arasına kısa çizgi (-) konularak yazılır. Veyâ; Lugatçede böyle yazılır, gerekmezse Risâle metninde araya kısa çizgi (-) konulmaz:
âfet-zede (âfetzede),
âheng-dâr (âhengdâr),
âkıl-âne (âkılâne),
alâka-dâr (alâkadâr),
âlem-şümûl (âlemşümûl),
‘âlî-cenâb (‘âlîcenâb),
‘âlî-himmet (‘âlîhimmet),
ârif-âne (ârifâne),
asîl-âne (asîlâne),
asîl-zâde (asîlzâde),
âteş-gede (âteşgede),
âteş-pâre (âteşpâre),
âteş-perest (âteşperest),
âyînedâr (âyînedâr),
bayrak-dâr (bayrakdâr),
behre-mend (behremend),
ber-devâm (berdevâm),
ber-karâr (berkarâr),
ber-murâd (bermurâd),
ber-mu‘tâd (bermu‘tâd),
beste-kâr (bestekâr),
birâder-zâde (birâderzâde),
câhil-âne (câhilâne),
cennet-âsâ, ciğer-pâre (ciğerpâre),
ciğer-sûz (ciğersûz),
çile-keş (çilekeş),
dehşet-engîz (dehşetengîz),
derd-mend (derdmend),
der-akab,
der-bend,
der-uhde,
esrâr-keş (esrârkeş),
fazîlet-fürûş (fazîletfürûş),
garaz-kâr (garazkâr),
haber-dâr (haberdâr),
hayır-hâh (hayırhâh),
hayme-nişîn (haymenişîn),
hîle-bâz (hîlebâz),
hîle-kâr (hîlekâr),
hisse-mend (hissemend),
hod-endîş (hodendîş),
icâzet-nâme (icâzetnânme),
kadir-şinâs (kadirşinâs),
karâr-gâh (karârgâh),
misâfir-perver (misâfirperver),
müşkil-pesend (müşkilpesend),
nûr-efşân (nûrefşân),
put-perest (putperest),
safâ-bahş (safâbahş),
sahrâ-nişîn (sahrânişîn),
ser-güzeşt (sergüzeşt),
şeref-yâb (şerefyâb),
tanîn-endâz (tanînendâz),
temâşâ-ger (temâşâger),
vatan-perver (vatanperver),
zarar-dîde (zarardîde),
…
I – ARABCA TAMLAMALAR:
1) Arabca terkiblerde muzâf ile muzâfün-ileyh (Tamlanan-tamlayan) arasında kesme işâreti, tamlamanın ilk unsurundan hemen sonra, (lâm’üt-ta’rîften “-ül, -il, -ul, -ıl, -al,-el” önce) kullanılır (Nâhid Topaloğlu):
بديع الزّمان Bedî‘uz-zamân,
جامع الازهر Câmi‘ul-Ezher,
دار الحكمت Dâr‘ül-hikmet,
حجر الاسود Hacer‘ül-Esved,
حسب البشر hasb‘el-beşer,
حسب القدر hasb‘el-kader,
حسن الخلق hasen‘ül-hulk,
خير الخلف, hayr’ul-halef,
خيط الشعاع hayt’üş-şuâ‘,
حزب القران Hizb’ül-Kur’ân,
اعجز القران i‘câz’ül Kur’ân,
اشارات الاعجاز İşârât’ül-İ‘câz,
قبل البلوغ kabl‘el-bülûğ,
كتاب التكوين kitâb‘üt-tekvîn,
مدرست الواعظين Medereset‘ül-Vâizîn,
رأس المال re’s‘ül-mâl,
صلاح الدين أيوبى Salâh‘ed-dîn-i Eyyûbî (Salâheddîn-i Eyyûbî),
سراج النور Sirâc‘ün-Nûr,
شيخ الاسلام şeyh‘ül-İslâm,
تأكيد الذم te’kîd‘üz-zem,
تنسيق الصفات tensîk‘us-sıfât,
تفاح الارض tüffâh‘ül-arz,
عنق الحيه unk‘ul-hayye ,
عروة الوثقى urvet‘ül-vüskā,
ام القرآن ümm‘ül-Kur’ân ,
واجب الوجود Vâcib‘ül-Vücûd ,
واهب الاعمال vâhib‘ül-a‘mâl,
ذات الجنب zât‘ül-cenb,
ذوي العقول zev‘il-ukūl,
…
2) Yeni Lûgat ve F. Devellioğlu’nun Lûgat’inde:
بديع الزّمان Bedî‘-uz-zamân,
جامع الازهر Câmi‘-ul-Ezher,
دار الحكمت Dâr-ül-hikmet,
حجر الاسود Hacer-ül-Esved,
حسب البشر hasb-el-beşer,
حسب القدر hasb-el-kader,
حسن الخلق hasen-ül-hulk,
خير الخلف, hayr-ul-halef,
خيط الشعاع hayt-üş-şuâ‘,
حزب القران Hizb-ül-Kur’ân,
اعجز القران i‘câz-ül Kur’ân,
اشارات الاعجاز İşârât-ül-İ‘câz,
قبل البلوغ kabl-el-bülûğ,
كتاب التكوين kitâb-üt-tekvîn,
مدرست الواعظين Medereset-ül-Vâizîn,
رأس المال re’s-ül-mâl,
صلاح الدين أيوبى Salâh-ed-dîn-i Eyyûbî (Salâheddîn-i Eyyûbî),
سراج النور Sirâc-ün-Nûr,
شيخ الاسلام şeyh-ül-İslâm,
تأكيد الذم te’kîd-üz-zem,
تنسيق الصفات tensîk-us-sıfât,
تفاح الارض tüffâh-ül-arz,
عنق الحيه unk-ul-hayye ,
عروة الوثقى urvet-ül-vüskā,
ام القرآن ümm-ül-Kur’ân ,
واجب الوجود Vâcib-ül-Vücûd ,
واهب الاعمال vâhib-ül-a‘mâl,
ذات الجنب zât-ül-cenb,
ذوي العقول zev-il-ukūl,
…
3) Tamlamanın ilk unsurunun çekim ekinden sonra kesme işâreti konulmak sûretiyle yapılır (Ekrem Kılıç):
hıfzu’s-sıhha,
dârü’s-saâde,
tezkiretü’l-evliyâ,
silsiletü’z-zeheb,
dârü’d-dünyâ
…
Son yıllarda dahâ çok bu usûl tercih edilmektedir:
بديع الزّمان Bedî‘u’z-zamân,
جامع الازهر Câmi‘u’l-Ezher,
دار الحكمت Dârü’l-hikmet,
حجر الاسود Hacerü’l-Esved,
حسب البشر hasbe’l-beşer,
حسب القدر hasbe’l-kader,
حسن الخلق hasenü’l-hulk,
خير الخلف, hayru’l-halef,
خيط الشعاع haytü’ş-şuâ‘,
حزب القران Hizbü’l-Kur’ân,
اعجز القران i‘câzü’l Kur’ân,
اشارات الاعجاز İşârâtü’l-İ‘câz,
قبل البلوغ kable’l-bülûğ,
كتاب التكوين kitâbü’t-tekvîn,
مدرست الواعظين Mederesetü’l-Vâizîn,
رأس المال re’sü’l-mâl,
صلاح الدين أيوبى Salâhe’d-dîn-i Eyyûbî (Salâheddîn-i Eyyûbî),
سراج النور Sirâcü’n-Nûr,
شيخ الاسلام şeyhü’l-İslâm,
تأكيد الذم te’kîdü’z-zem,
تنسيق الصفات tensîku’s-sıfât,
تفاح الارض tüffâhü’l-arz,
عنق الحيه unku’l-hayye ,
عروة الوثقى urvetü’l-vüskā,
ام القرآن ümmü’l-Kur’ân ,
واجب الوجود Vâcibü’l-Vücûd ,
واهب الاعمال vâhibü’l-a‘mâl,
ذات الجنب zâtü’l-cenb,
ذوي العقول zevi’l-ukūl,
…
Not: Sonu (ق) ile biten kelimeler Arabca tamlamalarda ilk unsur (muzâf) olarak kullanılırlarsa, tamlamanın iki unsuru arasındaki sesli harf ince değil kalın olur:
mevsûk’ul-kelîm,
mahrûk’ul–fuâd,
tensîk’us-sıfât,
…
/
mevsûk-ul-kelîm,
mahrûk-ul–fuâd,
tensîk-us-sıfât,
…
/
mevsûku’l-kelîm,
mahrûku’l–fuâd,
tensîku’s-sıfât,
…
İ – FARSCA TAMLAMALAR:
بايزيد بسطامى Bâyezîd-i Bistâmî,
جواز قانوني cevâz-ı Kānûnî,
دانهء حقيقت dâne-i hakīkat,
حقوق بشر hukūk-ı beşer,
كانون دها kânûn-i dehâ,
قانون اساسي kānûn-i esâsî,
كتاب مقدس kitâb-ı mukaddes,
قبهء مينا, kubbe-i Mînâ,
صداي شيرين sadâ-yı şîrîn,
سعيد نورسى Saîd-i Nursî,
سليم اول Selîm-i Evvel,
سلطان ازل Sultân-ı Ezel,
تصور شخسي tasavvur-ı şahsî,
تضاعف شحصيت tezâuf-i şahsiyet,
تنين فلك tinnîn-i felek,
طول عمر tûl-i ömr,
طلوع فجر tulû‘-i fecr,
افق شام ufk-ı şâm,
…
Not: Farsca tamlamalarda sonu ق kaf ile biten “hukūk, mahlûk, mahrûk, ma‘şûk, meslûk, meşrûk, mevsûk, natûk, nutk, sanduk, Selçuk, Sûk, taalluk, taammuk, taaşşuk, tahakkuk, tefevvuk, temelluk, terâfuk, tetâbuk, tevâfuk, turuk, ufuk, uruk, vüsûk, …” gibi kelimeler Farsca tamlamaların ilk unsuru olarak kullanılırlarsa, tamlananla tamlayan arasındaki sesli harf ince değil kalın olur; “i” değil “ı” diye yazılır:
hukūk-ı beşer,
mahlûk-ı asîl,
ma‘şûk-ı mecâzî,
Taaşşuk-ı Tal‘at ve Fitnat,
turuk-ı hafiyye,
tevâfuk-ı cifrî,
ufk-ı şâm,
…
J – FARSCA BAĞLAMA EDÂTI (u, ü, vü):
Bağlama edâtı ile bağlanan iki unsurun ilk kelimesi sessizle bitiyorsa “u, ü ”, sesliyle bitiyorsa “vü” kullanılır:
اخذ و قبض ahz ü kabz,
آه و زار âh ü zâr,
اولاد و عيال evlâd ü ıyâl,
نشو و نما neşv ü nemâ,
سياق و سباق siyâk u sibâq,
تار و مار târ ü mâr,
تر و تازه ter ü tâze,
تير و كمان tîr ü keman,
يال و بال yâl ü bâl,
زير و زبر zîr ü zeber,
ليلاء و مجنون Leylâ vü Mecnûn (ليلى و مجنون Leylî vü Mecnûn),
شكسته و زار şîkeste vü zâr,
…
Not: Bağlama grubunun ilk kelimesi (ق) ile bitiyorsa (u, ü) seslilerinden kalın olan “u” kullanılır:
عاشق و معشوق âşık u ma‘şûk,
نطق و خطابت nutk u hitâbet,
سياق و سباق siyâk u sibâq,
حقوق و عدالت hukūk u adâlet
…
K – HECE VE KELİME SONLARINDA (“ب” b, “ج” c, “د” d, “گ” g) HARFLERİ:
Kelime sonlarındaki (ب ٬ ج ٬ د ،گ)’ler yumuşak sessiz (b, c, d, g) harfleri ile yazılırlar:
بهيج Behîc,
حميد Hamîd,
حامد Hâmid,
كرد Kürd (Nâdiren كرت Kürt olarak da kullanılmış..),
مجيد Mecîd,
محمد Muhammed,
سعيد Saîd,
ثاقب Sâkıb,
آداب âdâb,
جهاد cihâd,
شهيد şehîd,
توحيد tevhîd,
…
Eklerde de buna dikkat edilmelidir: sokakda, çitden, …
L – “ABD-” ve “-DÎN” İLE YAPILAN İSİMLER:
1) “Abd” ile başlayan isimler:
– عبدالله Abdullâh, عبدالرحمن Abdurrahmân hâriç – “ü” ile yazılırlar:
عبدالمطلبAbdülmuttalib, …
2) “-dîn” ile biten isimler:
Celâleddîn,
Celâleddîn-i Rûmî ;
Fahreddîn, Fahreddîn-i Râzî,
…
M – SON HARFİ ŞEDDELİ KELİMELER:
1) Eksiz kullanıldıklarında (metin içinde) umûmiyetle tek sessiz ile yazılırlar:
ced
Rab
had
hat
hak
İltibâs endîşesi varsa çift sessiz ile yazmak dahâ uygun olur: küll , hall
2) Sesli ile başlayan bir ek aldıklarında, sessiz (konsonant) ikizleşmesi denilen ses hâdisesi zuhûr eder:
ceddi
Rabb’im
haddini
hattı
hakkım
3) Bu tür kelimelere sessiz harfle başlayan bir ek getirildiğinde sessiz ikizleşmesi olmaz:
haklı
cedler
N – YABANCI MENŞE’Lİ KELİMELER:
Yabancı dillerden gelen Türkceleşmiş kelimeleri söylendiği gibi yazıp yabancı dildeki aslını parantezde göstermek uygun olur. Henüz Türkceleşmemiş kelimelerin aslını yazıp Türkce telaffuz etmek en doğrusudur.
Bilâl Tunç